-
1 behandeln
ele almakişlemektedavi etmek -
2 erörtern
ele almakgörüşmek -
3 vornehmen
ele almakgirişmekicra etmekniyetinde olmakyapmak -
4 anfassen
an|fassenII vtetw mit der Hand \anfassen ( berühren) elini bir şeye dokundurmak [o değdirmek] [o sürmek]; ( greifen) bir şeyi eline almakjdn hart \anfassen bir kimseye sert davranmak [o muamele etmek];eine Sache falsch \anfassen bir işi yanlış ele almakIII vrsich \anfassen1) ( bei der Hand nehmen) el ele tutuşmak2) ( sich anfühlen)der Stoff fasst sich wie Seide an kumaş, ipek olduğu hissini veriyor -
5 anpacken
an|packenII vt1) ( anfassen) tutmak2) ( handhaben) ele almak;ein Problem \anpacken bir sorunu ele almak;eine Arbeit richtig/falsch \anpacken bir işi doğru/yanlış ele almakder Lehrer hat die Schüler hart angepackt öğretmen öğrencilere sert davrandı -
6 Hand
el;an \Hand von yoluyla;aus erster/zweiter \Hand birinci/ikinci elden;von \Hand elden;jdm die \Hand geben birine eline vermek;jdm die \Hand schütteln birinin elini sıkmak, biriyle tokalaşmak;linker/rechter \Hand sol/sağ elde;linker/rechter \Hand sehen Sie... sol/sağ elde... görüyorsunuz;eine \Hand voll bir tutam [o avuç dolusu];alle Hände voll zu tun haben ( fam) işi başından aşkın olmak;etw aus der \Hand legen bir şeyi elinden bırakmak;etw in die \Hand nehmen bir şeyi eline almak; ( fig) bir şeyi ele almak;in die Hände klatschen el çırpmak;etw zur \Hand haben bir şeyi el altında bulundurmak, bir şey elinde bulunmak;jds rechte \Hand sein ( fig) birinin sağ kolu olmak;zwei linke Hände haben ( fam) elinden bir şey gelmemek;sich mit Händen und Füßen verständigen ( fam) el kol yordamıyla anlaşmak;sich mit Händen und Füßen gegen etw wehren ( fam) bir şeye canla başla karşı koymak;mit leeren Händen eli boş olarak, elini kolunu sallaya sallaya;ein gutes Blatt auf der \Hand haben eli iyi olmak;\Hand und Fuß haben tutarlı olmak;die \Hand im Spiel haben bir işte parmağı olmak;es lässt sich nicht von der \Hand weisen, dass...... olduğu yadsınamaz;\Hand in \Hand el ele;\Hand in \Hand mit jdm arbeiten biriyle el ele çalışmak;freie \Hand zu etw haben bir şey yapmakta serbest olmak;das liegt auf der \Hand bu elle tutulur gözle görülür;von der \Hand in den Mund leben elden ağıza yaşamak;er ist bei ihnen in guten Händen onların yanında iyi ellerdedir;in festen Händen sein ( fam) sözlü olmak;etw von langer \Hand planen bir şeyi uzun uzadıya planlamak;etw unter der \Hand verkaufen bir şeyi el altından satmak;jdm etw zu treuen Händen übergeben birine bir şeyi emanet vermek;jdm etw in die \Hand drücken birinin eline bir şey sıkıştırmak;jdm in die Hände fallen birinin eline düşmek;etw aus der \Hand geben bir şeyi elinden çıkarmak;jdn in der \Hand haben birini avcunun içinde tutmak;jdm aus der \Hand lesen birinin el falına bakmak;zu jds Händen birinin eline, birine verilmek üzere;Hände hoch! eller yukarı!;Hände weg! çek elini!;eine \Hand wäscht die andere ( prov) bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar -
7 daransetzen
daran|setzen [-'---]du musst alles \daransetzen, um...... için her şeyi göze almalısın;seinen Kopf \daransetzen kelleyi koltuğa almak;sein Leben \daransetzen ölümü göze almakII vrsich \daransetzen ( fam) ( in Angriff nehmen) ele almak (zu -), çalışmaya başlamak (zu üzerinde) -
8 ergreifen
ergreifen*irr vt1) ( fassen) yakalamak; ( Furcht, Ahnung) almak; ( Maßnahmen) almak; ( Partei) tutmak; ( Gelegenheit) yararlanmak (-den); ( Initiative) ele almak;sie ergriff das Wort söz aldı;die Flammen ergriffen das Haus ( fig) alevler evi sardı2) ( in die Hand nehmen) eline almak3) ( festnehmen) tutmak4) ( erschüttern) sarsmak5) ( Beruf) seçmek -
9 aufnehmen
aufnehmen v/t <unreg, -ge-, h> Tätigkeit -e başlamak; (unterbringen) yerleştirmek, Asylanten kabul etmek; Kredit istikraz etmek; (empfangen) karşılamak, kabul etmek; FOTO resim çekmek; auf Band usw kaydetmek;etwas übel aufnehmen bş-i kötü karşılamak;in sich aufnehmen aklına yazmak;in einen Verein aufnehmen derneğe kabul etmek;jemanden bei sich aufnehmen b-ni yanına almak;wieder aufnehmen yeniden ele almak; Prozess yeniden görmek -
10 erfassen
erfassen*vtdie Scheinwerfer eines Wagens erfassten uns ( fig) bir arabanın farları bizi yakaladı2) ( mitreißen) sürüklemek;er wurde von einem Auto erfasst bir otomobil tarafından sürüklendi3) Angst/Zweifel erfasste ihn korkuya/şüpheye kapıldı -
11 abhandeln
abhandeln v/t <-ge-, h> Thema usw ele almak;jemandem etwas abhandeln b-nden bş-i koparmak (pazarlıkla);jemandem 10 Dollar (vom Preis) abhandeln b-ne (fiyattan) 10 dolar indirtmek -
12 aufrollen
aufrollen v/t <-ge-, h> (aufwickeln) Kabel açmak, (makaradan) boşaltmak; Teppich yaymak; -in rulosunu/katlarını açmak; rulo yapmak, sarmak; dürmek;fig (wieder) aufrollen yeniden ele almak -
13 ausschöpfen
-
14 behandeln
behandeln v/t <o -ge-, h> ele almak; -e davranmak; muamele etmek; MED -i tedavi etmek; a TECH işlemek -
15 Hand
Hand f <Hand; Hände> el;jemandes rechte Hand b-nin sağ kolu;(mit) Hand anlegen b-ne bir el vermek, b-ne yardım etmek;sich (D) die Hand geben tokalaşmak;jemandem freie Hand lassen b-ne (çok, tam usw) yetki vermek;jemandem die Hand schütteln b-nin elini sıkmak;Hand in Hand gehen (mit) birbirinden ayrıl(a)mamak;an die Hand nehmen ele almak;aus der Hand legen vazgeçmek, elden çıkarmak;aus erster (zweiter) Hand ilk (ikinci) elden;eine Hand voll bir avuç (dolusu);jemandem in die Hände fallen b-nin eline geçmek;es liegt in seiner Hand bu (iş) onun elinde;unter der Hand el altından;von, mit der Hand el ile;von der Hand in den Mund leben eliyle getirmek, ağzıyla götürmek;von der Hand weisen inkâr etmek;zu Händen (von) iş mektubunun adres kısmında mektubun yöneldiği kişi;zur Hand elde;Hände hoch! eller yukarı! Hände weg! çek elini! -
16 herausarbeiten
herausarbeiten [hɛ'ra͜us-] <-ge-, h>1. v/t ele almak, vurgulamak2. v/r: sich herausarbeiten aus çabalayarak -den kurtulmak -
17 vordringlich
-
18 vorrangig
vorrangig adj: vorrangig behandeln öncelikle ele almak -
19 angreifen
an|greifenirr vt1) mil, sport akın etmek (-e), hücum etmek (-e); ( überfallen) basmak; ( tätlich) saldırmak (-e), hücum etmek (-e)2) ( kritisieren) saldırmak (-e), hücum etmek (-e)3) ( beeinträchtigen) etkilemek; ( schwächen) zayıflatmak; ( ermüden) yormak; ( Gesundheit) sarsmak; ( psychisch) sarsmak4) chem saldırmak (-e), etkisiyle eritmek;Säuren greifen Metalle an asitler madenlere saldırır -
20 Angriff
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ele almak — 1) bir şey üzerinde çalışmaya başlamak, incelemek, araştırmak Sözlerini bambaşka bir anlayışla ele almış ve kendi kendine sormuştu. T. Buğra 2) herhangi bir şeyi iş edinmek Fakat dediğim gibi ben yüzsüzlüğü ele almıştım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizginleri (veya dizginlerini) ele almak — yönetimi eline geçirmek Uykusunun dizginlerini ele almak ve istediği zaman uyanmak. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
inisiyatifi ele almak (veya geçirmek) — karar verme yetkisini kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
teşebbüsü ele almak — öne atılıp bir işi yönetmeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıyıkları ele almak — delikanlılık çağına girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlem altına almak — 1) bir nesneyi, olayı veya bir gerçeği, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alıp incelemek 2) hastanın hastalığını izlemek, denetim altında bulundurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mektup almak — yazılan mektup adrese gelip ele geçmek Bir gün, bilmediğim bir memleketten bir mektup aldım. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
rehin almak — bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için bir kimseyi ele geçirmek, tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaymağını almak (veya yemek) — (bir şeyin) bir şeyin en büyük payını, kârını ele geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük